DİYABET HASTALARINDA AĞIZ VE DİŞ SAĞLIĞI

11 Şubat 2022by Side Smile0

DİYABET HASTALARINDA AĞIZ VE DİŞ SAĞLIĞI

Halk arasında ‘şeker hastalığı’ olarak bilinen ve dünyanın en yaygın kronik hastalıklarından biri olan diyabet, üretilen insülin hormonunun etkili bir şekilde kullanılamaması veya pankreasın yeteri kadar insülin hormonu üretememesi sonucu ortaya çıkar. Diyabetin iki ayrı tipi vardır; insülin yapımındaki yetmezlik Tip 1 (insüline bağımlı) diyabete, insülin direnci ise Tip 2 (insüline bağımlı olmayan) diyabete sebep olur. Sonuç olarak her iki diyabette de kişi, aldığı besinlerden kana geçen glikozu yani şekeri kullanamaz ve ardından kan şekeri yükselir. Bu durumda “hiperglisemi” meydana gelir. İnsülin düzeyindeki anormallikler ve artmış kan şekeri; vasküler, metabolik, immünolojik ve nöropatik değişikliklere neden olur. Bu komplikasyonlar sebebiyle diyabet hastalarında yaşam kalitesi düşük ve hastalanma oranı yüksektir. Ayrıca diyabet hastalarında en sık görülen sağlık sorunları arasında ağız, diş ve diş eti hastalıkları da vardır. Yapılan çalışmalarda 5 yıl ve daha fazla süre boyunca diyabetli olan hastaların çoğunda ağız, diş ve diş eti hastalıklarından en az birisinin bulunduğu görülmüştür.

Diyabetli hastada; kan ve tükürükteki artmış şeker miktarı, damar yataklarında ve diğer dokularda enfeksiyona neden olur. Ağız mukozası, diş ve dişetleri bu enflamasyondan direkt olarak etkilenir. Bu hastalardaki kronik düşük dereceli enflamasyonun yanı sıra immun sistem eksikliği de dişetlerinde, periodontal dokularda ve dişlerde enfeksiyon başlangıcını tetikler. Bununla birlikte diyabetli bir hastanın bozuk ağız sağlığına ve periodontal hastalıklara sahip olması fokal enfeksiyon odağı yaratacağından insülin gereksinimini artırır ve kan şekerinin yükselmesine neden olur.  Artan kan şekeri düzeyi ile dokularda enflamasyon ve immun yetmezlik artar ve kısır döngü oluşur. Bu olaydan anlıyoruz ki diş etleri ve ağız içi sağlığı ile kan şekeri arasında kontrollü bir ilişki vardır.

Diyabet Hastalarında Sık Görülen Ağız ve Diş Sorunları

  1. Ağız kuruluğu, bir diğer adıyla “Kserostomia”; tükürük salgısının miktarının azalması ve koyulaşması ile yıkayıcı, çiğnemeyi kolaylaştırıcı etkisinin kaybolması demektir. Tükürük; konuşma, tat almanın sağlanması, ağız sağlığının korunması, ağız florasının düzenlenmesi, sindirim işlemlerinin kolaylaştırılması ve antimikrobiyal etkisi gibi pek çok işlevi olan temel vücut sıvılarından biridir. Tükürüğün azalmasıyla gıdaların diş yüzeyine yapışması kolaylaşır ve diş taşı oluşmasına zemin hazırlanır. İleri evre ağız kuruluğu; yaraların iyileşmesinin gecikmesine, hastanın ağrı hissetmesine ve iltihaplanmanın artmasına neden olabilir. Bu bireyler konuşurken, çiğnerken ve yutarken zorlandıklarından şikayet edebilirler.

 

  1. Mantar enfeksiyonları; ağız kuruluğunun sonucunda bozulan ağız florası ve tükürükteki yüksek şeker oranı nedeniyle oluşabilir. Dudakların birleşim yerinde kızarıklıklar ve çatlaklar oluşması bu soruna işaret edebilir. Hareketli protezlerin tüm gün ağızda durması ve sigara kullanımı mantar gelişimini hızlandırabilir. Diyabetli hastalar protezlerini geceleri çıkarılmalı ve kesinlikle sigara içmemelidirler. Mantar tedavisi için ilaçlardan da faydalanılabilir.

 

  1. Tat almada değişiklik; diyabet hastalarında glukoz ve sakkaroz algılama yeteneğinin bozulmasıyla gelişir. Bu hastalarda şeker alımı artabilir ve hiperglisemi daha kötüye gidebilir.

 

  1. Diş eti hastalıkları: Kandaki yüksek kan şekeri seviyesini takiben damarlardaki kalınlaşma ve tıkanma, kanın oksijen taşıma kapasitesini azaltır ve dokuların beslenmesi olumsuz yönde etkilenir. Bu durum, dişetlerinin dişlerden ayrılmasına ve çekilmesine neden olur. Zamanla diş eti ve diş arasında oluşmuş olan küçük ceplerde yeni bakteri odakları gelişir. Bu durum diş kayıplarına kadar ilerleyebilir. Bu süreçte hasta kötü ağız kokusu ve ağrı hisseder. Ayrıca dişlerde sallanma ve dişetlerinde kanama görülür. Bu diş eti hastalıklarının yanında ağız içi iltihaplar da gelişir ve bu durum şeker kontrolünü güçleştirir ve kısır döngü oluşur. İlerlemiş bir diş eti iltihabına sadece cerrahi olarak müdahale edilebilir.

 

  1. Diş çürükleri; kontrolsüz diyabet hastalarında yani kan şekeri kontrolsüz ilerleyen hastalarda tükürükte bulunan yüksek şeker seviyesinin bakterilere zemin hazırlamasıyla ortaya çıkar.

 

  1. Stomatit ve glossit; kontrolsüz diyabet hastalarında yara iyileşmesinin gecikmesi ve iltihaplanmaların şiddetlenmesiyle oluşur. Bu hastalar ağrı hissederler.

Diyabetli Hastalarda Ağız ve Diş Bakımı

Diyabeti kontrol altına almaya yardım etmek için etkili bir ağız sağlığı uygulaması gerçekleştirilmelidir. Diyabetli bireylerin ağız-diş sağlıkları ve oral hijyenleri, yaşam kalitelerini direkt olarak etkiler. Diyabetli hastalar ağız sağlığını her ayda bir defa olmak üzere kendi kendine aşağıdaki konuları göz önüne alarak değerlendirmelidir;

  • Geçmeyen kötü ağız kokusu varlığı
  • Diş etlerinde fırçalama ve diş ipi kullanma sırasında kolaylıkla kanama olması
  • Dişler ve diş etlerinde iltihap
  • Diş etlerinde kırmızılık, şişlik ve hassasiyet
  • Dişlerin sallanması veya kaybı
  • İki hafta boyunca iyileşmeyen yaralar olması
  • Isırma sırasında dişlerin birbiriyle uyumunda değişiklik

Diyabet hastaları, öz-yönetim eğitiminde ağız sağlığıyla alakalı olan şu durumları öğrenmiş olmalıdır;

  • Kan şekeri kontrol altında olmalı
  • Ağız bakımı her gün ve düzenli olarak yapılmalı
  • Florürlü diş macunu kullanılmalı
  • Dişler, her öğün sonrası ya da sabah-akşam olmak üzere günde en az 2 defa 2 dakika fırçalanmalı
  • Bütün diş yüzeyleri ile birlikte dil de fırçalanmalı
  • Kullanılan diş fırçası yumuşak kıllı olmalı
  • Diş fırçaları üç ayda bir değiştirilmeli
  • Diş ipi düzenli olarak kullanılmalı
  • Diş ipi, iki dişin arasına nazikçe konumlandırılmalı ve “C” harfi şeklinde dişe temas edilerek öne arakaya doğru temizlenmeli. Diş etine fazla baskı uygulanmamalı. Hafif bir kanama olması olağandır, zamanla düzelir.
  • Diş ipi uygulamasından sonra su ile ağız çalkalanmalı
  • Ek korunma için florürlü ve antimikrobiyal ağız gargaraları kullanılmalı
  • Ağız, her öğün sonunda çalkalanmalı
  • Dişler fırçalandıktan sonra asitli gıdalar tüketilmemeli
  • Dudakta oluşan ağrılı yaralar ve kanama için E-vitamini barındıran nemlendiriciler kullanılmalı
  • Ağız kuruluğunu gidermek için sık sık su yudumlanmalı
  • Ağız kuruluğu için yemeklerden sonra şekersiz sakız da çiğnetilebilir. Sakızlar, tükürük salgılanmasını stimule eder ve ağız içinin ıslanmasına yardımcı olur.
  • Ağız kuruluğu olan hastalarda, fungal enfeksiyon riski arttığından yoğurt ürünlerinin tüketilmesiyle yoğurt içeriğindeki aktif mayadan faydalanılabilir.
  • Yemekler baharatsız ve ılık olarak tüketilmeli
  • Semptomları daha da artıran alkol ve kafein tüketilmemelidir.
  • Ağız sağlığı, diş hekimi veya diyabet sağlık uzmanıyla görüşülerek değerlendirilmeli ve risk azaltıcı stratejiler geliştirilmelidir.

Diyabet Hastalarında Diş Tedavileri

  • Bu bireyler, diş hekimi randevusundan bir gün önce veya randevu günü açlık kan şekeri seviyesini ölçtürmelidir.
  • Kontrol altında olan veya olmayan tüm diyabetliler düzenli periyotlarla (her 3 ya da 6 ayda bir) mutlaka ağız-diş sağlığı kontrollerini yaptırmalıdır.
  • Diyabetli hastalarda diş tedavileri için en uygun zaman, kahvaltıdan sonrası sabah saatleridir.
  • Yapılacak olan müdahelelerin zamanı kısa tutmalı, uzun sürecek işlemlerin olması durumunda ara verilmeli ve hastanın ara öğün alması sağlanmalıdır.
  • Hasta kliniğe gelmeden önce kahvaltısını ve ilaç alımını veya insülin enjeksiyonunu mutlaka yapmalıdır. Diş tedavileri sırasında stresle beraber kan şekeri yükselebilir, bu nedenle tedavi sonrası yemek yenilmeyecek düşüncesi ile insülin almaktan vazgeçilmemelidir.
  • Diyabeti olan çocuklar enfeksiyona çok daha duyarlıdırlar. Bu çocuklarda diş çekimi gerekiyorsa çekim öncesinde ve sonrasında diyete önem verilmeli ve antibiyotik takviyesi gerekmektedir.
  • Yapılacak olan herhangi bir cerrahi müdahale öncesinde hastanın kan şekeri seviyesi düzenlenmelidir. Eğer hastanın kan şekeri yüksekse sadece acil enfeksiyon müdahalesi yapılmalıdır.
  • Diyabetik hastalarda diş tedavileri için en önemli kural atravmatik çalışmaktır. Tüm girişimlerde minimal invaziv yöntemler ön planda tutulmalıdır.
  • Diş tedavisi için gereken lokal anestezik maddeler kontrol altında verilmelidir.
  • Diyabet hastalarına dental implant uygulanırsa canlı alveol kemiği ve dental implant arasındaki yapısal bütünleşme sürecinin normal bireylere nazaran daha uzun süreceği göz önünde bulundurulmalıdır.

Diyabetli hastalar; düzenli ilaç kullanımı, kontrollü beslenme, sağlıklı yaşama ve ihmal edilmemiş bir ağız ve diş sağlığıyla birlikte hastalıklarını kontrol altında tutabilir ve yaşam kalitesini artırabilir. Aynı zamanda ağız içi müdahalede bulunmak için oluşan engeller de en aza indirilmiş olur.

 

Sağlıklı günler dileriz.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *

Dil Seçenekleri

Sosyal Medya'da Biz

Sosyal medya hesaplarımızdan bizleri takip edebilir ve bizlerle iletişim kurabilirsiniz.

Copyright 2025. Side Smile Dental Clinic. Tüm Hakları Gizlidir. Site Materyalleri İzinsiz Kopyalanamaz, Dağıtılamaz.

Copyright 2025. Side Smile Dental Clinic. Tüm Hakları Gizlidir. Site Materyalleri İzinsiz Kopyalanamaz, Dağıtılamaz.

Merhaba!

Bir sorunuz mu var?

Lütfen bu düğmeyi kullanın

Bizimle iletişime geçin!